Kaslar Hakkında Bilmemiz Gerekenler
Sporla ilgilendiğim ilk günden beri kaslarımla olan iştigalim devam etmiş ve bu konuda araştırmalarım her zaman sürmüştür. Kimi zaman uzmanından, kimi zaman da okumalarımda kaslar konusunda dikkat çekici bilgiler edindiğimi düşünüyorum. Bu bilgiler hazır birikmişken ve unutulmaması gerekirken blog sayfamda yer vermem gerektiğini düşündüm.
Vücudumuzu ve iç organlarımızın hareket etmesini sağlayan dokulara kas denir.Vücudumuzda bulunan 600’ün üzerindeki kas çeşitli fonksiyonlara sahiptir. Beynimizle, kendi isteğimizle yönetebildiğimiz çizgili kaslar ayrıca iskelet kası olarak da bilinmektedir. Sindirim sisteminde ve vücudumuzda bulunan düz kaslar yine sindirim sistemimiz tarafından (damar, mide, bağırsak) kontrol edilmekte olup kalp kasımız ayrı olarak değerlendirilmekte ve literatürde kalp kası – miyokart olarak bilinmektedir.
Spor açısından kasları ele aldığımızda ise etkileyici bir gerçekle karşılaşıyoruz; kaslarımız belli bir dirençle (zorlama) karşılaştığında, bu duruma adapte olabilmek ve cevap verebilmek için kendisini geliştiriyor ve takviye ediyor.
Tüm yaşayan dokular gibi kas hücreleri de oksijene ihtiyaç duyar; bu oksijeni kılcal damar adı verilen zengin minik kan damarı ağından alırlar yani siz düzenli egzersize devam ettikçe kaslarınız yeni kan damarlarıyla beslenir ve gelişir.
Kaslar düzenli kullanımla gelişir ancak yaptığımız egzersiz, tercih ettiğimiz spor branşı gelişmenin şeklini belirler. Yürüme ve bisiklete binme egzersizleri kasların kan tedarikini, enerji depolarını ve mitokondriyal faaliyeti artırır. Sonuç ise daha iyi bir metabolizma, dayanıklılığımızın artması şeklindedir. Bunun tersine ağırlık kaldırma egzersizler her bir kas hücresinin boyutunu ve gücünü ve böylelikle de kaslarımızın büyüklüğünü ve gücünü artırır.
[stextbox id=”saglikli”]Ağırlık kaldırdığımız zaman kas liflerimizde ufak yaralanmalar oluşur. Bu da kas protein sentezi adı verilen işlemin hızlanmasına neden olur. Bu süreçte olan şey aslında amino asitlerin kas liflerini iyileştirmesi ve ileride görecekleri zorlanmalara karşı hazır hale getirmesidir. Yani egzersiz sonrası kaslarımızda oluşan yıkımı vücudumuz tamir eder ve ortaya gelişmiş yeni kaslarımız çıkar tabii ki bunun olması için yeterince dinlenmemiz ve tamirat işlemi için vücudumuza fırsat vermemiz gerekir. Teksas Üniversitesi’nin yaptığı çeşitli araştırmalara göre kas-protein sentezi sürecinin antrenmandan sonra 48 saat devam ettiğini gösteriyor.[/stextbox]
Her kas grubunu ayrı ayrı izole bir şekilde çalıştırmamız imkansız. Bunu anlamak için kaslarınızın üstündeki derimizin olmadığını düşünelim o zaman bütün kas gruplarının bir şekilde birbiriyle bağlantılı olduğunu görürüz çünkü bütün kas grupları onları birbirine bağlayan fasya (ya da akzar) ile bağlantılıdır. Hülasa üst kolumuzla yaptığımız ufak bir hareket bile omzumuzdan belimize kadar bütün kas gruplarını harekete geçirir çünkü sırt bölgemizin en büyük kas grubu olan Latissumus Dorsi (Kısaca lat ya da kanat kasları) omuz eklemlerine, omurgaya ve kürek kemiklerine, kaslarımızın pelvis ve omurgamızla bağlantısını sağlayan throcalumbar (göğüs ve bel omurlarına ait) fasya sayesinde bağlıdır. Bütün bu örneklere rağmen şunu da unutmamalıyız ki yürüyüş yaptığımız bir durumda da bacaklarımız ve bağlantılı olduğu kaslar çalışabilir ancak kollarımız çalışmaz yani tek tek olmasa da vücudumuzun genelini özel bir egzersiz programıyla çalıştırabiliriz.
KASLARIMIZIN DEĞİŞİK YETENEKLERİ VARDIR
Vücutta bulunan kas liflerinin iki farklı türü vardır. Bunlardan biri yavaş kasılan kas lifleridir. Bu lifler genellikle dayanıklılık isteyen aktivitelerde devreye girerler.
İkinci tür ise hızlı kasılan kas lifleridir. Bunlar, gücümüzün %25’inden fazlasını kullandığımız aktivitelerde devreye girerler. Hızlı kasılan kas liflerini harekete geçirmek için, hızlı hareket etmemiz gerektiğini düşünmeyin. Mesela yavaşça yapılan bir bench press hareketinde hem hızlı kasılan hem de yavaş kasılan kas liflerinin tümü harekete geçer.
Genel olarak öğretilen, insanlarda bu iki lif türünden aşağı yukarı eşit sayıda bulunmasının ideal olduğudur. Hızlı kasılan lifler, yavaş kasılanlara göre iki kat daha büyüktür ve bu kas liflerini geliştirme şansı çok daha fazladır.
KAS LİFLERİMİZİN SAYISI BELLİDİR
Dünyaya geldiğimiz gün genlerimizde saklı olan özel kodlar vardır ve bunlar kişiden, kişiye farklılık gösterir. Bunlar 1- Maksimum kas lifi sayımız. 2- Hızlı kasılan liflerin yavaş kasılanlara olan oranı. 3- Tamamen geliştiğinde kaslarımızın alacağı şekil. Çok az insan kaslarının potansiyelini zorlayabilmektedir.
BÜYÜK KASLAR İSTİYORSANIZ, KOŞMAK SİZE GÖRE OLMAYABİLİR
İncelmek için işe yarayabilir ancak koşmak kaslarınızı geliştirmez Olimpiyatlarda yarışan uzun mesafe koşucularını gözünüzün önüne getirirseniz ne demek istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz.Eğer büyük ve hantal kaslara sahip olmak istiyorsanız bir süre koşu antrenmanlarına ara vererek sadece ağırlık çalışması yapmanızda fayda var.
Bu konuda benim fikrim ise bu yönde değil yani büyük kaslara sahip olmak hayatınızı zorlaştırır bu yüzden hem güçlü hem de esnek kasları hedeflemeli, ağırlık çalışmalarını, gerdirme hareketleri yanı sıra cardio egzersizlerini de yapmalısınız. Hem güçlü hem de esnek olmak bu şekilde mümkündür.